Yeni milenyumun başlangıcında, Michael Jordan zaten mükemmellik, azim ve basketbol hünerinin zirvesiyle eşanlamlı bir isim haline gelmişti. 2000 yılına gelindiğinde Jordan'ın görkemli kariyeri, tüm zamanların en iyi sporcularından biri olma statüsünü çoktan pekiştirmişti. Ancak bu döneme, onun mirasını daha da tanımlayacak büyük bir dönüşüm ve şaşırtıcı bir geri dönüş damgasını vurdu.
Genellikle "Onun Havası" olarak anılan Jordan, profesyonel beyzbol kariyerine devam etmek için ilk kez 1993 yılında profesyonel basketboldan emekli oldu ve 1995 yılında NBA'e muzaffer bir dönüş yaptı. Chicago Bulls'u 1996'dan 1998'e kadar üst üste üç şampiyonluğa taşıdı. 1991'den 1993'e kadar olan önceki üç şampiyonluğuna eklemeler yaptı. Altıncı Bulls şampiyonluğunun ardından Jordan, Ocak 1999'da ikinci kez emekli oldu ve taraftarlar, parlayan yıldızı olmadan NBA'in geleceğini düşünmek zorunda kaldı.
Ancak Michael Jordan'ın rekabetçi ruhu ve oyuna olan tutkusu henüz sönmedi. Ocak 2000'de Jordan NBA'e geri döndü ama bu sefer farklı bir sıfatla. Washington Wizards'a basketbol operasyonlarının kısmi sahibi ve başkanı olarak katıldı. Taraftarlar ve analistler onun deneyiminin ve kazanma zihniyetinin mücadele eden seriyi nasıl etkileyeceğini merak ederken, bu hamle başlangıçta heyecan ve spekülasyonlarla karşılandı.
2001 yılında Jordan, Wizards'ta oynamak için emeklilikten çıktığında dünyayı bir kez daha şok etti. 38 yaşındayken birçok kişi onun hala elit düzeyde rekabet edip edemeyeceğini merak ediyordu. Her zaman mükemmel bir rakip olan Jordan, sahadaki performansıyla şüphecileri susturdu. Her ne kadar Wizards görev süresi boyunca play-off'larda başarı elde edemese de Jordan'ın bireysel dehası tüm çıplaklığıyla sergilendi. Maç başına 20 sayının üzerinde ortalama yakaladı ve genç bir takıma çok değerli bir liderlik sağladı.
Jordan'ın geri dönüşü sadece sayılar ya da zaferlerle ilgili değildi; Bu onun hayat boyu basketbola olan sevgisinin ve amansız rekabet arzusunun bir kanıtıydı. Etkisi sahanın çok ötesine uzandı ve çalışma ahlakı ve tutkusuyla yeni nesil oyunculara ilham verdi.
Jordan, 2003 yılında üçüncü ve son kez emekli olduğunda sadece futbolda değil, aynı zamanda dünya çapında spor kültüründe de silinmez bir iz bırakmıştı. 2000 yılı, Jordan'ın oyunculuk kariyerinin son bölümünün başlangıcı oldu; bu dönem onun dayanıklılığını gösterdi ve tüm zamanların en iyi basketbol oyuncusu olarak mirasını pekiştirdi. XNUMX'li yılların başındaki yolculuğu, büyüklüğün sadece şampiyonluklar ve övgülerle değil, aynı zamanda kalıcı bir ruh ve sınırları zorlama kararlılığıyla da ölçüldüğünü hatırlatıyor.